Yeni Anıt'ın ,"Başlangıç Anına Hassas Bağlılık" sergisi
bir kariyer öznesi olarak sanatçı ve kurum ilişkisine odaklanıyor.

Sergide yer alan "Eşik", yapıtı ,kurumsal
kimliğin bir ölçüm aracı olarak kullanımını ve bu aracın ölçüm sonuçlarının
estetik olarak biçimlenmesini öngörür. Bir kapının eşiğinden alınan profil
formu, eşiklerin aşılmasında kurumsal kimlikle, evrensel bilgiyi buluşturmayı
denemektedir.
"Emanet", işinde Yeni Anıt
Kariyer'in oluşumu ile zamanın coğrafyası arasında bağları, mekanik ve evrensel
emeğin çoğrafyalardaki değişimi ve ortaya çıkan durumların görünmezliğine
odaklanıyor. Kadran'ın fiziksel varlığı ve
gezindiği zemin ve uzamın bölümlenmesi üzerine yapılan ölçüm, yaşamsal olarak emeği metalaştırırken,
kurgusu ile ölçülen bilgiye de etki
etmektedir.
Yanarak
hasar görmüş gazete küpürlerinin manipülasyonu ile oluşturulan
"Tanık Türler" işi bir saldırının ve şiddetin bilançosunu bilgi ve
belge kültürünün bir çoğrafyanın en önemli belgeleri olarak yaşayan kayıp ve
nadide türlerine refere ederek yeniden yansıtıyor.

"Bir ve Üç Plaka" : Özgürlük Heykelinin bulunduğu yerle aynı yerde olan Amerikan Ulusal Müzesinde yer alan bir plakaya oyulu olan Emma Lazarus'un Yeni Anıt şiiri, yapıtın kaynak malzemesini oluşturuyor. Orjinal plaka ile aynı boyutlarda ve malzemesinin bir replikası niteliğindeki çalışma,Şiirin orjinalinin İngilizceden Türkçeye ve oradan tekrar ingilizceye Google translate progranımının kullanımı ile çevrilmesi ve dejenere edilmesinden oluşuyor. Ortaya çıkan çift dilli ve bozuk anlam, tüm dünya karasındaki sürgünlere çağrıda bulunan özgürlük meşalesinin aydınlattığı anakaranın, işaretlerin anlam haritalarıyla coğrafyadan coğrafyaya değişen kimliğini, bu günün dil araçları ile keşfetmeye çalışmakta.
"Özgürlüğün Sesi" işinde Yeni Anıt kariyer ve bilginin kurumsal aşındırıcı
ortamından görünen manzaraya odaklanırken ütopyaların distopyalara
dönüştüğü bir dünyada görülen manzaranın manyetik açıdanda kör ve beslemesiz,
yanlış bir algısal karşılığa denk gelişini görselleştiriyor.
Sanatçı, eser ve imge arasındaki bağların belirsizleştiği ortamda günümüz sanatının metası olan ve geçici bir kimliğe hapsedilmiş sanatçının dilemması ile esit öneme sahip. Akademik ve sanatsal bir kariyerin öznel nesnesi olarak "Başlangıç Anına Hassas Bağlılık" işi, monte edildiği yerin kendisi ile "eser" kavramı arasında bir ilişki kurarak sanat eseri ve künye arasındaki sınırları muğlaklaştırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder