13 Mart 2010 Cumartesi

Unplugged Sergisi ve Video Sanatı’nda Ütopik Bir Arayüz ve Farklı Kimlikleri Buluşturma Girişimi Olarak Videoist

Ferhat Satıcı, Çağrı Saray, Hülya Özdemir, Suat Öğüt, Kristina Kramer, Manzara Perspektive Gallery, Unplugged Sergisi


Video Sanatı’nda Ütopik Bir Arayüz ve Farklı Kimlikleri Buluşturma Girişimi Olarak Videoist
 
 

Fırat ARAPOĞLU
 
 

Post-modernizm, çoğulcu ifadenin oluşum ve gelişimini destekleyen politikaları ile günümüzde alternatif ve kolektif sanat girişimlerinin daha fazla görünür olmasını sağlamaktadır. Sisteme alternatifler getirmek ve hatta onu dönüştürmek, yapıbozuma uğratmak amacı ile yola çıkan inisiyatifler de, bu bağlamda çalışmakta, işler üretmekteler.

Unpluggged Sergi Açılışı
Sistemle dolaysız bir bağa sahip olmamak ve bununla birlikte, kurumsallaşmış anlamda sanat-olmayan bir bağlamı sunabilmek, bağımsız bir sanatçı girişimi olabilmenin başlıca koşullarından. Ancak bu şekilde aktivist bir yapı sergilenebilir ve kapitalist ilişkiler ağındaki enformasyon akışı içerisinde “kültürel bir parazit” yaratılabilir. Bağımsız bir sanatçı inisiyatifi bu şekilde hiyerarşi ve iktidar gibi modernist söylemlere bir alternatif geliştirebilir ancak. Bu tespitler bize alternatif girişimlerin şu niteliklere sahip olmaları gerektiğini gösteriyor: Mikro çıkışlar yaratmak, günlük yaşama müdahale etmek, bilgi – iktidar ilişkisini yapıbozuma uğratmak ve bunu bir manifesto ile ortaya koymak.

2003 yılından itibaren kendilerinin gerçekleştirdiği ya da bir parçası olarak yer aldıkları etkinliklerde, Ferhat Satıcı ve Hülya Özdemir’in öncülüğündeki Videoist girişiminin, yukarıda belirtilen birçok niteliğe sahip olduğu görülmektedir.  Latince kökenli “görüyorum” anlamına gelen “videre”den (görmek)  türeyen video ve İstanbul’un kısaltması olarak ist’in birleşmesi ile adı oluşan “Videoist”, 2003’te ilk etkinliğini Kargart ve Galeri X’te gerçekleştirip, İstanbul’un her iki yakasında görünür olarak, arada bir köprü oluşturabilmişti. Etkinlik Ferhat Satıcı, Melik İskender ve Hülya Özdemir’in organizasyonunda, iki firmanın sponsorluk desteğinde gerçekleştirilmiş ve 29 sanatçı katılmıştı: Amir Bey, Ceren Oykut-Murat Ertel, Çağrı Saray, Elif Atalay, Ethem Özgüven, Extra Mücadele, H. Fatih Kızılgök, Ferhat Satıcı, Ferhat Özgür, Genco Gülan, Hülya Özdemir,  İrem Arıkan Aydınonat, Kaya Hacaloğlu, Kemal Tufan, Kurucu Koçanoğlu, Maria Sezer, Melik İskender, Mikkel Sktoldan, Nancy Atakan, Nazan Azeri, Neriman Polat, Onur Eroğlu, Seçkin Uysal, Simla Zorlutuna, Tan Cemal, Vicdan Nalbur Taşdemir, Zeynep Per, Yeşim Özsoy Gülan.

Videoist’in başlangıcındaki amaçlarından birisi de, video çalışan sanatçıların bir arada sunulması arzusuydu ve bunu başardılar. Seçilen yerli ve yabancı sanatçılarla bir dokümantasyon oluşturma amacı güden girişim, hiyerarşisiz ve iktidarsız çalışma prensibi ile küratöryel pratiklere alternatifler sunmayı da amaçlamaktaydı – halen de bu devam ediyor. Elbette bağımsız girişimler sponsor desteklerinden mahrum kalma riski taşırlar; aksine bol bütçeli, kurumsallaşmış yapıların etkinlikleri, birçok sanatçıyı bünyelerine katarak, daha rahat organizasyonlara sahne olur. Ama sanat-yaşam ikiliğinin ortadan kaldırılması, bağımsız sanatçı inisiyatiflerinin temel amacıysa, alternatif girişimlerden beklenen de mümkün olduğu oranda öncü (avangard) bir sanatçı-birliği tipi çizebilmeleri ya da bu tutkuyu gösterebilmeleridir. Videoist, kanımca, bunu başarabilen bir yapıda ve sistemin yönettiği değil, sistemi yönlendirmeye çalışan bir girişim olarak dikkat çekmekte.

4 yıl edimlerini ara veren (2003-2007) ve bir nevi, güncel sanat ortamı içinde bir katharsis (arınma) süreci geçiren Videoist, ikinci etkinliğini 2007’de İstanbul Modern, Goethe Enstitüsü ve Diyarbakır Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Videoist2’nin bu ikinci etkinliklerinde sanatçı sayısını düşürdüğü gözlenmişti. Bu olumlu bir yaklaşım, zira videoların birçok sanatçı katılımı ile arka-arkaya gösterildiği etkinlikler, daha “demokratik” ve çoğulcu bir yapı sergiler gibi görünür, ama birçok loop’lamalardan ya da uzun süreli kayıtlardan oluşan çalışmaların varlığı ve tematik olarak politik, oyun kökenli ya da başlı başına grafiksel/resimsel öğeleri sunan üretimlerin eşzamanlı sunumları, bir görsel bombardıman oluşturma ve izleyiciyi “bağlamsız” bırakma tehlikesi taşır - 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde küratörlüğünü Yekhan Pınarlıgil’in yaptığı “Düzende (çok) Küçük Bozukluklar” başlıklı video sunumu tam da bu karmaşadan kaçınamamanın sunumuydu. Videoist2’nin seçkisinde ise şu sanatçılar yer aldı: Christine Gensheimer, Çağrı Saray, Extramücadele, Fatih Aydoğdu, Gülsün Karamustafa, Hülya Özdemir, Kaya Hacaloğlu, Mürteza Fidan ,Neriman Polat, Nooshin Farhid, Susanne Albrecht, Timo Katz, Yasemin Özcan Kaya, Yeni Anıt.   

Unplugged Sergisi Genel Görünüm
Videoist’in önemli bir niteliği, gezici bir yapıda olması. Bu taşınabilirlik avangard ve neo-avangardlardan günümüze gelen bir “festival” mantığının mirasıdır. Taşınabilirlik, sadece gösterim salonları ve galeriler ile kısıtlı kalmayarak, videonun sistemi hack’leme niteliğini birçok mekanda sunabilmesine olanak sağlar. “Sanat Benim Oyun Alanım” isimli etkinlikle Maçka’da Tershane’de Cotton Av video-ses performansı, Çağrı Saray, Fatih Aydoğdu, Hülya Özdemir, Nooshin Farid, Suat Öğüt, Susanne Albrecht ve Yeni Anıt ile yer alan Videoist,  2008 Kasım’ında Almanya’da, Literatür Festivali kapsamında Marlburg ve Giessen’de sergilemede bulundu, 13 sanatçıdan oluşan bir seçki ile. Ardından da Beral Madra’nın küratörlüğünde Huarte Çağdaş Sanat Merkezi’ndeki (İspanya) “As All These Happens” başlıklı etkinlik içerisinde Fatih Aydoğdu, Yeni Anıt, Vjdubai dj2010, Hülya Özdemir, Ferhat Özgür, Neriman Polat ve Çağrı Saray’ın işleri ile yer aldı.

Videoist’i İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Beral Madra direktörlüğünde gerçekleştirilen Taşınabilir Sanat Projesi içerisinde de gördük. Bu proje kapsamında Tuzla, Kartal ve Ümraniye Kültür Merkezleri’nde merkez-dışı bölgelerde görünür olan girişim, İstanbul’un ücra bölgelerindeki izleyicilere ulaşmaya çalıştı. Proje içerisinde Susanne Albrecht, Yeni Anıt, Nancy Atakan, Fikret Atay, Fatih Aydoğdu, Martin Dege, Nooshin Farhid, Alen Floricic, Christine Gensheimer, Kaya Hacaloğlu, Gülsün Karamustafa, Timo Katz – Jan Fuchs, Dj Nabucco Vj2010, Suat Öğüt, Hülya Özdemir, Ferhat Özgür ve Çağrı Saray’ın çalışmaları sergilendi. Videoist 2010 yılını Kadırga Sanat Üretim Merkezi’ndeki “Neye Alternatif” başlıklı 1. Uluslararası Sanatçı İnisiyatifleri İstanbul Buluşması’na katılarak ve Contemporary İstanbul Fuarı’nda Hülya Özdemir, Çağrı Saray ve Yeni Anıt videoları ile “Videocube” standında yer alarak tamamladı.

Ferhat Özgür’ün tespiti ile video sanatı ülkemizde 1990 sonrası küreselleşme süreci içerisinde Türkiyeli genç sanatçılar tarafından benimsenmiş ve alternatif olmakla özdeşleştirilmiştir. Bu aşamada Ayşe Erkmen, Şükran Aziz, Gülsün Karamustafa, Şükran Moral gibi isimler videoyu çalışmalarında kullanırken, Muammer Bozkurt, Genco Gülan, Vahap Avşar, Alper Ulaş, Neriman Polat, Kutluğ Ataman, Ömer Ali Kazma, Canan Şenol, Esra Ersen, Hale Tenger, Halil Altındere, Şener Özmen gibi isimlerle video sanatı oldukça yaygınlaşmış ve uluslararası bir platforma da taşınmaya başlamıştır.

Videoist de bu sürecin 2000’li yıllardaki ayağını oluşturan bir inisiyatif olarak tespit edilebilmektedir. Bağımsız bir girişim olması ve kar amaçlı bir kuruluş olmaması nedeni ile alternatif olabilme kriterlerini taşımakta ve gezici yapısı ile sanat yaşam arasındaki ikiliği ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Öte yandan sanatçılar ve video işlerinin sunumunda birçok farklılığı bünyesinde barındırması – bugüne kadar 45 sanatçı ve sanat projesi -, sanatın demokratik yönünü vurgulama çabasının bir göstergesidir. Özerk bir yapılanma olarak, iktidar olma/yaratma düşünceleri yok ve “minör” olma/kalma stratejileri de post-modern bir politikanın izleği içerisinde yer aldıklarını gösteriyor.

Videoist’in bütüncül bir video sanatı sunumu yerine, parçalanmışlıkları göstermesi, zamanları birbirine karıştırması ve gezici yapısı,  zamanı ve mekanı yapıbozuma uğratma stratejisine sahip olduğunun bir ispatıdır. Çizgisel zamana ihtiyaç duyan her bilim gibi sanat tarihinin kalıplarına, döngüsel zamanda sanatı ön plana koyarak kapılmamaya çalışıyor. Ayrıca salt video değil, farklı üretim birimlerini bünyesinde barındıran ortamlararasılık (intermediality) kapsamında video heykel, video enstalasyon gibi alanları da görünür kılma arzusundalar. Bu minvalde, 13 Mart’ta açılışı gerçekleştirilecek Manzara Perspektif’teki “Unplugged” sergisinde, bir videonun bitmiş iş olarak ortaya çıkışının arkaplanını, diğer bir deyişle video çalışmalarının gelişiminin bir haritasını gösterebilmek amacı ile Hülya Özdemir, Çağrı Saray, Suat Öğüt, Yeni Anıt, Ömer Ali Kazma ve Ferhat Özgür’ün katılımı ile bir sergi gerçekleştirilecek. Sergide bir video işinin gelişim çizgisinin çizimler, metinlerine, objeler gibi materyallerine (bir nevi pre-prodüksiyon sürecine) şahit olunabilecek. 

Ali Kazma, Time Notes
Çağrı Saray, Kırmızı Oda Sekanslar
Alternatiflerin yapısını göstererek yazıya başlamıştım. Alternatif-miş gibi duran girişimlerin temelde iki özellikleri tespit ediliyor günümüzde: Birincisi sanat yolu ile sistem içerisinde bir bilgi sunmayı iddia etmezlerse, eleştirmen oklarından kaçabilmeye çalışıyorlar (“cool” bir duruş sergileme çabası ve post-modern kayıtsızlık). İkincisi sanat ve yaşam arasındaki ikiliği silermiş gibi davranarak, çağdaş sanat dünyası tarafından sanatsal olmamakla da suçlanamıyorlar (Diğer bir deyişle asıl amaçları olan “sanatın” yanına, yaşam çeşnisini ekleyerek avangard-mış gibi yapmak). Öte yandan günümüz çağdaş sanat dünyasındaki ilişkiler oldukça karmaşık bir yapı sunmakta ve bu ilişkiler, birçok sergileme, projeler, bienaller, akademik toplantılar, sempozyumlar ve bunun gibi etkinliklerle görünür oluyorlar. Bu karmaşıklaşma bir an gözlemlenirse akla ilk gelen şu oluyor: Bu kadar girift ilişkiler ağında, paradigmaların ömrü ne kadar uzun olabilir ki? Bunun belki de en kestirme cevabı, uzun soluklu bir ağ yaratabilmek ve tutku ile onu canlı tutmaya çalışmak olacaktır ve Videoist bunu 2003’ten beri sürdürmeye çalışıyor. Girişimin diğer önemli avantajı ise bir  “söze” sahip olmaları. Sanatın günümüzdeki ekonomi politiği içerisinde, her şeye rağmen kendi sözlerini ve videolarını sisteme sunuyorlar; diğer bir deyişle sanatçılar video çekiyor, videolar sanatçıları değil.
 
 








Yeni Anıt ,Sanatçının Mal Beyanı

Ferhat Özgür, Bridgent Seventeen



Suat Öğüt, Tüketim Pratikleri



Hülya Özdemir, Resmi Hafıza Kaybı
Fatih Aydoğdu, Diglossia